BÜYÜK İSKENDER

Gönderim Pazartesi Eylül 03, 2018   ief



 

Üç Kıtaya Hükmeden Engelli Bir İmparator

 

BÜYÜK İSKENDER

Bedensel engelli olan Büyük İskender, yirmi dört asır
öncesinde yaşamış olmasına rağmen büyük bir askerî
deha olarak hâlen anılmaktadır. Hayatı, filmlere konu olmaktadır.
İÖ 356 yılında doğan Büyük İskender, Makedonya
Kralı Filip ve Prenses Olimpiyas’ın oğludur. Babasından
daha çok gayret ederek, ondan daha ünlü ve otuz üç yıllık
hayatı ile bin yıllar sonra da anılan bir kral olmuştur.
Aristoteles, İskender daha on üç yaşındayken ona öğretmen olmuş, hayatın ve yaşamanın anlamını, gayesini
ona öğretmiştir.
Aristoteles, onun olağanüstü yeteneklere sahip olduğunu çocukken fark etmiş ve onu çok özel bir eğitimle yetiştirmiştir.
Büyük İskender, daha on altı yaşında, Trak kabilelerine başarılı seferler yaparak adından söz ettirdi.

On sekiz yaşında Hernia Savaşı’nda, Makedon ordu

sunun sol kanadına komutanlık ederek, zaferin kazanılma

sında büyük etkisi olmuştur.
İÖ 336’da babası öldürülünce, daha yirmi yaşında iken
tahta geçti.
Yunanistan ve Anadolu’da, Makedon ordusunun du

rumunu güçlendirdikten sonra, İÖ 334’de Perslere karşı
Asya seferini başlattı.
30.000 piyade ve 5000 süvari ile Anadolu’ya geçti.
Pers ordularını Biga Çayı’nda İÖ 334’de, İssos savaşın

da da İÖ 333’de yendi.
İssos’dan sonra Fenike kıyılarına inerek Mısır’ı da ele
geçirdi.
Mısır Amon Tapınağı’nın rahibi onu, “Amon’un oğlu”
olarak selamlayınca, bu söz ona ve ordularına büyük güç
ve motivasyon oldu.
Pers ordularını Gaugamela’da yendi. İÖ 331 yılında
Pers İmparatorluğu tarihe karıştı. Babil, Sus ve Persepolis
İskender’in eline geçti. “Asya Seferleri”nin bununla sona
erdiğini açıkladı.
İÖ 327’de Hindistan’ı fethe girişti.
İÖ 326’da, Hint Mihracesi’ni yenerek, İndus Irma

ğı’nı geçip, İndus Irmağı’nın denize döküldüğü yere kadar
ulaştı.
Ganj Irmağı’na kadar olan yerleri fethetti. Ancak daha
ileri gidemedi ve askerlerinin muhalefeti ile karşılaştı. Hâl

buki o, daha da ileri giderek başarılı seferlerine devam et

mek istiyordu.
Babil’e dönmek zorunda kaldı.
Otuz üç yaşında burada öldü.
Otuz üç yılda yaptıkları ile yirmi dört asırdan bu yana
insanlara ve gençlere, hayat hikâyesi ile örnek olmaktadır.

Bugün Büyük İskender’in başarıları, sayısız filmlere
konu olurken, kitaplar ve tarihçiler, hâlen onun başarıla

rını tartışmaktalar.
Kahramanlıkları otuz üç yıllık hayatına sığan ve Trak

ya’dan Hindistan’a, oradan da Mısır’a kadar üç kıtada söz
sahibi olan bu kahraman engellinin başarısındaki 10 etken,
bize göre şunlar ve isteyen gençler ibret alır.

Büyük İskender’in
Başarısındaki 10 Etken
1- ASKERÎ DEHASI: Ondaki olağanüstü askerî deha

nın, babasından geçtiği öne sürülse de Aristoteles, ondaki
dehayı keşfederek sıkı bir eğitimden sonra bu dehayı üç
kıtada seferler yapacak bir komutan olarak yetiştirmiş ve
ona, hayatında faydalı olacak bilgilerini aktarmıştır.
2- AİLESİ: Babasının kral olması, onun yetişmesinde
etkili olmuştur. Anne ve babası ise çocukluğundan beri
İskender’e kendi değerlerini aşıladıkları gibi, devrin en iyi
hocalarından ders almasını da sağlayarak onun, kendile

rini geçecek ve dünyada nam salacak bir evlat olarak ye

tişmesine destek olmuşlardır. Burada aile eğitiminin yirmi
dört asır önce bile ne kadar önemli olduğunu da açıkça
görüyoruz.
3- ALDIĞI EĞİTİM: İskender’in ilk öğretmenlerinin;
askerî alanda onu eğiten babası, sonra da aile ve cesaret
konusunda eğiten annesi olduğunu anlıyoruz. Ve buna
Aristoteles’in engin bilgisi ve eğitim gücü de eklenince, İs

kender’in de eğitimi önemsemesi, anne, baba ve hocasının
anlattıklarını dinleyerek ve beynine nakşederek hemen ha

rekete geçip uygulaması ile başarısının ne kadar arttığını
anlıyoruz.
4- SEFERLERDE GÖSTERDİĞİ SABIR: O zaman ulaşı

mın atla ve aylarca, hatta yıllarca sürdüğünü düşünürsek,

İskender’in bitmek bilmeyen bir sabrının olduğunu görü

rüz. Öyle ki askerleri, Hindistan’ı da aşarak, daha ileri git

mek ve daha başarılı olmak isteyen İskender’e, en sonunda
isyan ediyorlar. O da her ne kadar komutan olsa da istek ve
hevesi kırılmış bir ordu ile başarı sağlanamayacağını bildi

ğinden, sabırlı olmasına rağmen askerinin isteklerine bir
şey diyemiyor. Azim ve sabırlı olmak, sadece askerî alanda
değil, özel hayatında da ona başarı getiriyor.
5- UZUN SEFERLER: Uzun seyahate çıkmak, bugün
bile insanları korkutur, onca teknolojiye rağmen. Ama İs

kender, at sırtında aylarca, yıllarca sürecek seferlere çıkı

yor ve bundan da hiç sıkılmıyor. Yeni ülkeler keşfetmek,
oralara komutan olmak ve oradaki insanlarla tanışmak,
konuşmak, ona hayat sevinci veriyor ve bu uzun seferler
de askerleri bıkana kadar devam ediyor. Bu da onun deha

sını, azmini ve gayretini gösteriyor. Bir günde her şeye pes
edenler, onun bu davranışından ibret almalı.
6- ASKERİNE DUYDUĞU GÜVEN: “Savaşı asker kaza

nır ama zafer, kumandanın olur.” sözü, İskender’in haya

tında da geçerli ve 30.000 piyade 5000 süvari ile 35.000 ki

şilik muazzam ordusuna güvenerek yola çıkıyor İskender.
Yirmi dört asır öncesine göre bu muhteşem orduya güven
duymak ve inanmak her babayiğidin harcı olamaz. Ama
İskender, bu orduya güvenerek, boşuna “Büyük İskender”
lakabını almamış.
7- HIZ: İskender’in, zamanını çok iyi kullandığını gö

rüyoruz. Hızlı bir eğitim ve hızlı askerî seferler ile hayatı

nın sadece otuz üç yılında ve imparatorluğunun sadece on
üç yılında üç kıtaya hükmetmesi, herhâlde normal insanın
yapacağı iş olmasa gerek. Günümüzde söylenen “Hızlı yaşa
genç öl.” sözü, İskender’e uyuyor. Espri de olsa.

8- HEDEF BELİRLEME: Büyük İskender, gerçekleşmesi
mümkün olan hedefler belirliyor. Bir hedefe ulaşınca başka
hedef belirliyor ve bunu da askerlerinin desteği ile yapıyor.
Askerleri yeni hedeflere destek vermeyince de askerin gay

reti olmadan zafere ve hedefe ulaşılmayacağını bildiğinden
de geri adım atıyor. Gençler de mantıklı hedefler ile hayat

ta başarılı olur ancak. Mantıklı olmayan ve grubun diğer
elamanlarının destek vermeyeceği hedefe, komutan da olsa
ulaşamaz insan. İstişare, danışma, her işin başıdır. Büyük
İskender, bizlere bunu anlatıyor davranışları ile.
9- ORDU İLE EL ELE OLMAK: Hedeflere, arkadaşları
olan askerler ile el ele gidiyor. Kendisi bir komutan olarak
yeni yeni hedefler belirlese de yılgın, yorulmuş ve daha
da ileri gitmek istemeyen insanlar ile ileri gidemeyeceği

ni bilerek, hedefin de bir sınırı olduğunu bizlere gösteri

yor. “Mantıklı hedeflere ulaşabilirsiniz. Mantıklı olmayan
hedefe ulaşamazsınız.” diyerek, yirmi dört asır önceden
bile bugünün gençlerine yol gösteriyor. Lider dahi olsanız,
35.000 kişilik orduda komutan da olsanız, bunların büyük
kısmının desteklemeyeceği hedefe ulaşamazsınız, demeye
getiriyor.
10- BÜYÜK BAŞARI “BÜYÜK” UNVANI: Tarihe baktı

ğımız zaman, “Büyük” unvanı alan komutan hemen hemen
İskender dışında yok gibi. Osmanlılarda Fatih, Kanuni gibi
unvanlar varsa da “Büyük İskender” unvanı onda var. Bu

nun sebebi de gerçekten büyük başarılara imza atmasın

dan kaynaklanıyor. Büyüklüğüne yakışır büyük hedefler ve
büyük başarılara otuz üç yıllık yaşamında ve on üç yıllık
krallıkta ulaşmış olması da büyüklüğünü göstermiyor mu?
Gençler bu hayatı iyi inceleyerek, gereken dersleri alırsa
onlar da “Büyük Başarılar” elde ederler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir